Jetgiller

2023 yılında, dünyanın merkezi Londra’da Gatwick havalimanında oturmuş, uçak saati bekliyorum. Şu an çoktan havalanmış hatta yemek servisini tamamlamış olması gereken uçağımın, ne zaman kalkacağı, üç saatlik rötarın daha ne kadar uzayacağı meçhul.
Acısız istediğim halde acı gelen yemeği yarım bırakıp, Pret’e geldim. Bir popcorn ve su aldım. Tuvalete baktığı için sakin olan köşeyi gözüme baştan kestirmiştim. Su yoluna gidip gelenler eşliğinde, alanda maske takan tek kişi olarak köşemde oturuyorum. Aklıma o saniye çocukluğumun çizgi filmi Jetgiller düşüyor.

Geçenlerde twitter’da orijinal adı Jetsons olan çizgi filmin isminin Jetgiller olarak çevirilmesinin ne kadar başarılı olduğundan bahsediliyordu. Gerçekten de öyle, ama orasını geçelim şimdilik. 1962’de vizyona giren fütüristik çizgi dizi, 2062 yılında geçmekteydi. Dizide öngörülen uçan arabalar, robotlar, akıllı saatler gibi pek çok gelişme 2062’yi beklemeden yaşamımıza girdi bile, çok şükür. Belki de en sevdiğim çizgi film olan Jetgiller’i doğru tahmin ettiği teknolojiler için ayakta alkışlıyorum.

Ancak görünen o ki, bizim Jetgiller çok basit bir konuda büyük çuvalladı: İnsanın havayolu ile bir yerden diğer bir yere ulaşımındaki kolaylık ve konfor. Teknoloji hızla gelişirken, havayolları işletmeleri başlangıç noktasına geri döndü hatta oradan bile geriye düştüler. Bir yerden bir yere seyahat etmek, sanayi devriminden sonra hiçbir dönemde bu kadar çileli olmamıştır sanırım.

Uzaya gitmek hayali ile yanıp tutuşan insanlığın şu an geldiği nokta, havalimanlarında sandviç kemirip su içerek, rötar yapan uçağından hayırlı bir haber beklemek ve vücudunu ne şekle sokarsa soksun asla rahat etmediği tahtadan hallice koltuklardansa, X lira fazla ödeyerek beş santim daha geniş bir koltuğa oturabildiği için şükretmektir. Bundan üç-dört sene önce ödediği bilet fiyatlarının ikiye katlanmasından bahsetmiyorum bile. Nasılsa insan bu, ver çileyi, çekiyor. Gözünü kar hırsı bürümüş şirketler de bunu iyi bildiğinden, şehirlerarası otobüs yolculuklarından bile beter hale getirdikleri havayolları sistemine çekidüzen vermek için kılını kıpırdatma zahmetine bile girmiyorlar.

Ah kapitalizm, sen nelere kadirsin. İnsanı havalimanı helası karşısına oturtup, saatlerce Jetgil’leri düşündürtürsün. Neyse, hadi ben kaçtım, kapı bilgisi açıklanmış mı diye bakıp, azcık da ekran karşısında söyleneyim…

*Bu arada 1.Köprü’nün adı nasıl hep birinci köprüyse, twitter da X değil Y, Z bile olsa twitter kalacak benim için.

Gatwick’de beklerken, Londra

“Jetgiller” üzerine 2 yorum

  1. Su yolu…
    Nasılsa insan bu, ver çileyi, çekiyor…
    İnsanı havalimanı helası karşısına oturtup, saatlerce Jetgil’leri düşündürtürsün…
    Çok sevdim. En sevdiğim çizgi filmler Taş Devri ve Jetgiller’di, çünkü uçlarda yaşamak :)
    Bu arada -gil ekini eltimgiller, kaynımgiller olarak değil de absürt kelimelerle kullanmayı seviyorum. Jetgiller çok güzel bir uyarlama bence de.

  2. Telefonun azizligine ugrayip bazi dilbilgisi hatalari yapmisim o da affola.

Yorum yapın