Delirseydik keşke de…

2015 yılında blogumu bu formatta yayına alırken yayınladığım ilk yazı, Delirmeyeceğim adını taşıyordu. Burayı benden başka okuyan ve linke Tık’lamaya üşenenler varsa aşağıya yazıyı kopyalıyorum. ‘ Delirmeyeceğim Çocukluğum ve hatta tüm yaşantım, belirli aralıklarla tekrar edilen, “Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan şu günler” klişesi ile geçti. İlginçtir ki, ülkecek bu kelime öbeğini … >> Devamı

İyi ki yapmışım

Dün kızlarla, taslak bir öykü üzerinden konuşurken eski günleri yad ettik, biraz da hayatımızdan gelip geçenleri yerin dibine sokup çıkardık. Görüşmenin sonunu “Aman, iyi ki yapmışım!” diye bitirdim. O konuşmadan sonra bir sürü şey geldi gözümün önüne, hem gülüp, hem ağladığım ama yine de iyi ki yapmışım dediğim hikayeler. Bu anlatacağım da o günlerden kalma … >> Devamı

Kuşburnu Çayı

Bugün 23 Eylül, sonbahar ekinoksu. Çevremde aklı başında bildiğim insanlar bile ritüellerden, şifalanmalardan filan bahsetmeye başlayınca pek güleceğim geliyor, çaktırmıyorum. Bu tantananın ortasında, bir tek Şamanların bu hasat ve içe dönüş dönemini nasıl karşıladıklarını merak ediyorum. O da sırf, geniş ailemin öteden beri süregelen bazı adetlerini, özellikle doğum ve ölüm sonrasında yapılanları, haklarında pek az … >> Devamı

Bana ait- ve fakat son derece kamusal-bir yer

İşten çıkıp, nehir kenarına geldim. Nehrin kimsenin pek rağbet etmediği bir köşesini keşfetmiştim aylaklık zamanlarımda, oraya gidip oturdum her zamanki gibi. Böyle sıradan yerler bulmak ve kafamda “buralar bana ait gizli köşeler” diye düşünmek hoşuma gidiyor. Aslında benimkisi biraz da suyun, ördeklerin ve çocuk seslerinin dışında minimum şeye, daha da açıkçası en az insana temas … >> Devamı

Kanepe insanları

Evsiz insandan bir derece daha iyi durumda olandır kanepe insanları. Mutlaka misafirliğe kabul edildikleri bir yer, yatacakları bir kanepe sunulmuştur onlara. Sıcaktan kan ter içinde kalıp gözünü kırpmadan sabahı etmesi ya da uyandığında klima soğuğunun iliğini kemiğini çekmesi mühim değildir. Kanepe insanının yastığı çok alçaktır, yahut haddinden fazla yüksek, sabaha mutlaka boynu tutulur. Vücudunda ısırılmadık … >> Devamı

Gelecekten gelen kart

* ya da bir yaş daha yaşlanırken Ömer doğum günüm için Londra’da yapmayı sevdiğim her şeyi içeren ve tüm güne yayılan sürpriz bir plan hazırlamış. İlk mesaj abimle Aşkım ablamdan sonra annemle babamdan aglatan iki mesaj…Sonrası ardı ardına telefonuma düşen kutlama mesajları. Telefon, mesaj trafiği ve güzel bir kahvaltı ile başlayan günün, en tatlı sürprizi … >> Devamı

Tekliğinizle çoksunuz

İkindi vakti bizim sokak epey sessiz. Yalnızca bir baştankara ötüyor o vakitlerde ve tek başına tüm sokağın sesi oluyor. Bu minik kuşun tekliği, yürüyüş yolumdaki mor salkımlı eve benzemiyor ama. O, mor salkımların yardımıyla sıyrılıveriyor diğerlerinden. Gösterişli haliyle dönüp dönüp kendine baktırıyor, poz veriyor, çerçevelenip aklımın bir kenarına ilişiyor. Köşeyi dönünce gözüme çarpan tek bir … >> Devamı

Kızmıyorum artık

Eskiden kiziyordum. Çok konusanlara, rol yapanlara, cumleleri anlamdan cok ‘ben’ icerenlere, mimar olmayip mimarlik oynayana, kitap yazip kendi dilinin kurallarindan bihaber olanlara, sadece sesi yuksek cikti diye vasatlarin arasinda sivrilenlere, dedikodu ve kotu niyet ustadlarinin, prim topluyor diye bir gecede pozitif enerji gurusuna donusmesine, unlu yalakaligi yapanlara, edebiyat bilmez yazarlara, had bilmez cüretkarlara… Şimdi kizmiyorum, … >> Devamı

Bugün evde otururken

Bugün evde otururken çok fonksiyonlu düdüklü tenceremi düşündüm. Pahalı, afili, ‘ful aksesuar’…İçine ne koysan, üç dakikada hakkından gelir. Çorbanın da kaburganın da barbunya pilakinin de en güzelini bu tencere pişiriyor. Öyle ki yemeğin lezzeti bile pek mühim değil, puanları sadece bu havalı tencerede pişirdin diye toplarsın. Gel gör ki bizim tencere bazı günler fena halde … >> Devamı

Gölgeye övgü / In praise of shadows

Olağan hallerde kendini ve yakın çevreni koruma-kollama yeteneğin güçlü olmana yetiyor. Olağanüstü durumlar ise ‘bu dünyada mutlaka benim iyiliğimi ve esenliğimi gözeten başka birileri daha olmalı’ çaresizliği ile birlikte geliyor. Bu durumda bir duvara bakıp suretinden ağacın kendisini düşlemek, en önemlisi hem ağaç hem de güneş hala yerinde diye mutlu olmak zorundasın. Umut ne güzel … >> Devamı