Dün babam aradı.
Nasılsınız? dedim.
Sağlığımız iyi, dedi.
Bombok bir ülkede yaşıyoruz,
Bizden geriye bir enkaz kalıyor, bakalım tekrar nasıl toparlanılır,
Tek sıkıntımız o, dedi (her zamanki gibi)
Bizim ülkeden bir cacık olmaz
Dünyadan da olmaz hatta, dedim (her zamanki gibi)
Yıl olmuş 2023 hala savaşıyor insanlık.
Mesele emperyalizm, dedi (her zamanki gibi)
Mesele devrim meselesi
Zamanını bilmem ama gerçekten devrim gerekiyor artık, dedi.
Haklısın, bir türlü de gelemedi şu devrim, dedim.
Ama sen ülken için yeterince bedel ödedin, gereğinden fazlasını ödedin hatta,
Bundan -80 yaşından- sonrası için sağlığına, kalan günlerinden keyif almana bak, dedim (yapacağına inanmayarak)
Haklısın, her şeyimiz yerinde,
Ben de keyfime bakacağım bundan sonra, dedi (yapacağına inanmayarak)
Biz kafa sağlığımız için okumaya devam edelim, dedim.
Son olarak Halkların Dünya Tarihi kitabını okudum, dedi.
Çok kalındır o kitap, sen bana özet geçersin, dedim.
Bu arada, pek Adalet Ağaoğlu okumadın sen di mi?
Severim aslında, okumadıklarım var yine de, bana sipariş ediversene, dedi.
Ayıp ettin, hallederiz, dedim.
Tamam kızım Ömerimize selam söyle, dedi.
Bizden de anneme selam, dedim.
Yapacağına inanmadığım şeyler için onu suçlamadım, nasılsa hiçbirini ben de yapamayacaktım.
Babamla benim yürek yorgunluklarımıza, kitaplar ve Ömer iyi geldi dün akşam.
Hepsi de iyi ki varlar.
* İnsanın (benim) ana-babasıyla ilişkisi ancak kırk yaşına doğru sağlıklı bir hale geliyor ve bazen sevdiğin adam bu dengeyi ilk günden rahatça kuruveriyor. Böylece sen onu daha çok sevmek için bir neden daha buluyorsun…
yapraklar nihayet rengini güze çevirirken, Londra

Fotoğraf: Ömer Kanıpak