Kendime ait bir masa

VURUŞ-Sema Kaygusuz

Ne zaman Sevgi Soysal’dan söz açılsa gözümün önüne bir görüntü düşüveriyor. Hangi evinde, hangi tarihte çekildiğini bilmediğim siyah-beyaz bir fotoğraf… Işıldaklı gülümseyişiyle ünlü bu neşeli kadın, bu kez alabildiğine ciddi, minderli bir sedirin üstünde çıplak ayaklarını altına toplamış, el yazılarını daktiloda temize çekmekle meşgul. Evin en ‘kamusal’ bölgesi yemek masasının başında, kimselerin ilişemeyeceği bir tekillik yaratarak, yazarını dünyadan yalıtan yazının pelür zarfına saklamış kendini. Bu öyle bir yazma eylemi ki, kütüphaneli odalara, yazıhanelere çekilen bildik yazar imgesini alaşağı etmekle kalmayıp yazmayı gündelik bir ‘iş’e dönüştürüyor; kendiliğinden gerçekleşen bir şeye… Kesme çiçek, şamdan, resim, çıngırak gibi türlü nesnelerle bezeli bu fotoğraf karesinde, dikkatli bakılınca fark edilen, masanın üstüne dağılmış dosya kâğıtlarının altındaki Plastik Sinek Vuracağı’ysa, bu muzip kadına özgü hınzırlığın doğal bir göstergesi sanki. Sevgi Soysal, en ufak bir vızıltıda sinek vuracağını kaptığı gibi, kara ve kanlı bir ölüyü beyaz bir sayfaya ‘çat!’ diye yapıştıracakmışçasına tetikte, öte yandan o sinir bozucu gürültüye aldırışsız kendi içine gömülü. Meğerki o, hem saf hem de sert olan imgelemiyle, hem saldırgan hem de dokunaklı bir iç evrende kurmuştur, Tutkulu Perçem’i. Tam da bu pervasız ama ağrılarının en merkezine odaklı oturuşuyla…

Yukarıdaki alıntı, Sema Kaygusuz, Sevgi Soysal’ın Tutkulu Perçem’ine yazdığı “Vuruş” başlıklı önsözünden. Ne zaman kendime ait bir çalışma odam hatta masam olmadığı için yeterince yazamadığımdan hayıflanacak olsam, bir bu fotoğrafa, bir de Tomris Uyar’ın şu fotoğrafına bakıp sesimi kesiyorum.

* Sevgi Soysal ilk öykü kitabı Tutkulu Perçem’i 1962 yılında yayımladı. Alıntı, kitabın İletişim Yayınları 2018 baskısındandır.

Yorum yapın