
Pandemide izlediğim ve hiçbir yere kaydetmediğim için adını ve yönetmenini asla hatırlayamadığım bir kısa filmde; “Birden çok kültürlü olmak, insanı evsizleştiriyor ve hep yabancı kalmasına sebep oluyor. Bu da iki kültüre de uzaktan bakabilmesini sağlıyor” manasında bir şeyler söylemişti yazar. “Ne doğru ve ne acı” diye not etmişim bunları defterime. (Şimdi olsa, ne acı kelimesinin üstünü çizer, ne şans diye değiştirirdim.)
Film yazarın “Artık günlerim sayılı, yaşım ilerledi ve sağlığım da bozuldu. İçimde bir ya da en fazla iki tane daha kitap kalmıştır” sözleriyle sona eriyordu. “Ne tuhaf herkes ölümü de, yaşamı da kendi durduğu yerden tarifliyor. Tıpkı benim yağmurun şiddetini, Antalya yağmurundan tariflemem gibi…” yazmışım ben de bunun üzerine.
Sahi kaç öykülük, kaç projelik, kaç bestelik, kaç resimlik ömrümüz kaldı acaba önümüzde, kim bilir?
Kaç ülke,
kaç kültür,
kaç özlem?
bazen mükemmel teknikle yazamadığın #hikayeliküçükşeyler