
6 yıl önce buradaki evimizin ilk misafiri olan örümceğe, bir mektup yazmıştım. Ordan bir alıntı bırakayım bugünlük buraya.
‘…İkimiz de olduğumuz yerden hep daha ileriye, yükseğe gitmek istiyoruz, gözümüze kestirdiğimizde de o dala cesurca atlayıveriyoruz. Sen rüzgarın akımında uçmayı seviyorsun, ben kalbimin ve zamanın akışında. Hep daha uzak yerlere fırlatıyoruz kendimizi. İkimiz de gitmek konusunda iyiyiz, yeni evler bulmak, yerleşmek… Düştüğümüzde bizi ‘hoop’ diye geri çekiverecek ağlarımız var, benim ağlarım çok sevdiklerimden ve her seferinde beni düze daha güçlü çıkaran karakterimden, seninkisi ipekten. Ama ikisi de çok güçlü. Gözlerimizin uzak görüşü zayıf olsa da, onlardan daha çok şeyi görebilen bir kabuk var ikimizde de; hislerimiz. Benim yeşil biberi yalnızca patlıcan yemeğinin yanında bir de kahvaltıda beyaz peynirle yemem gibi, sen de seçicisin yemek konusunda. Sevme biçimlerimiz farklı da olsa, benim gibi sen de kuşları çok seviyorsun…’
Ah örümcekcik, keşke hep bizde kalsaydın.
#hikayeliküçükşeyler