Nisan ayında Antalya’dan ufacık bir dal olarak çantama atıp, burada saksıya diktiğim mor çiçek kocaman oldu. Köklerinden üçe ayırdım ve birini Highbury Fields’in kenarına, birini kapımın önüne diktim. En küçüğünü de saksıya geri koydum.
Bizim evin önünde küçük, genç bir ağaç var. Bu ağacın dibine, birkaç ay öncesine kadar her gün, bir köpek tuvaletini yapıyordu. Ardında bıraktığı pislik öyle büyük ki onu görmemeniz ve gördüğünüzde de köpeğinin ardını temizlemeyen sahibine hafif yollu sövmemeniz mümkün değil. Görüntüyü geçtim, sinekler geliyor pisliğe. Çok sinirleniyorum bu meseleye. Köpeklerin çıkarıldığı saatler aşağı yukarı belli, kafamda plan yaptım, söyleyeceklerimi kurguladım. Birkaç gün pencereden sokağı gözleyip köpeğin sahibini tespit edeceğim. Sonra da tam saatinde kapıda bekleyip, köpek sahibine yaptığının rahatsız edici ve aynı zamanda kurallara aykırı olduğunu söyleyeceğim. Onu yaptığından dolayı utandırıp dersini vereceğim.
Bizim evin önündeki bu ağaç, bir taraftan da yan komşumuzun evinin önündeki küçük ağaç. Yaz başında – ben tam kafamda planımı netleştirdiğim sırada – kapı komşumu yere oturmuş bu ağacın altındaki toprağı kazarken gördüm. Birkaç gün sonra elinde renk renk çiçekler ve bir sarmaşıkla çıkageldi. Bir ay içinde küçük ağacın dibi, her gün okkalı bir bok bırakılan sefil bir toprak olmaktan çıkıp rengarenk bir çiçek bahçesine döndü. Toprakta çiçekler açtı, minik ağacın gövdesini mor sarmaşıklar sardı. En sonunda, Antalya’dan gelen “purple heart” çiçeği de aralarında yerini aldı.
Okuduğum bir kitapta “Mutluluk sorunsuz olmak değildir. Mutluluk sorunları çözmekten kaynaklanır.” diyordu. Sorun çözmenin, mücadele etmenin çok çeşitli yöntemleri var. Kapı komşum, benim tam aksime, günlerce kızgınlık duyarak, kendi kendine söylenerek ve nihayetinde birini direkt karşısına alarak tartışmak yerine, problemin kaynağını dönüştürüp değiştirmeyi ve bu şekilde sorunu ortadan kaldırmayı tercih etti. Bir metrekarelik alanda olup bitenler, sadece evin önünü güzelleştirmekle kalmadı, benim yaşamla mücadele yöntemlerimi de fark etmeme ve değiştirmeme sebep oldu.
Şimdi sokakta çiçekler açtı. Çiçekleri diken kadın, yan evden onu hayranlıkla izleyen kadından hiçbir zaman haberdar olmadı. Ve kadının kafasında açtırdığı aydınlık çiçeklerden.
Eylül, Londra
