
Saat 10.
Yine ayni saatte cama çıktı kadın,
Elindeki çarşafları hırsla silkeledi.
Kadın, işten gelir gelmez donuyla televizyonun karsisina oturup uyuyakalan kocasinin ayak kokusunu silkeledi pencereden,
Gizli gizli toprak yiyen kızının kirli tırnak aralarını.
‘Ara-bul’ kuaförde oryalle açtırdığı saçlarının ucuz, kanserojen turuncusunu silkeledi pencereden kadın,
Üvey babasının pislikten sapsarı olmuş atlet yakasını,
Otobüste üstüne çıkan adamın terli koltuk altlarını silkeledi.
Hızını alamadı kadın, dönüp bir de karşı pencerede onu çözmeye çalışan hemcinsine nefretini silkti.
Örtü, halı, kilim; dün, bugün, yarın…velhasıl hayatla arasında alıp vermediği ne varsa hepsini boşalttı kadın,
Bir tek kendisi o pencereden kaçıp gidemedi.
14 Ekim, İstanbul