En iyisi pencere

“… I love a window.The whole of life already framed, right there!” Maudie Bu yazıyı yıllar sonra kavuştuğum “pencere önü” yazı masamdan yazıyorum. Her gün burada çalışıyor, maillerimi yanıtlıyor, defterime notlar alıyorum. İşin aslı, pencerenin önüne yerleştirdiğimiz, yıllardır hayalini kurduğum 1950’lerden kalma bir yazı masası değil, rahat oturmayı olanaksız kılan ayak tasarımı ve yuvarlak formu … >> Devamı

Yeni Hayat Atölyesi

Uzun süren kışın bitimi ile Ceylan’ın anksiyete bozukluğu tedavisinin bitimi aynı zamana denk gelmişti. Psikoloğu, başarısız olma korkusunun Ceylan’ı ele geçirdiğini ve onu hedeflerinin peşinde koşmaktan alıkoyan bir üşengeçliğe sürüklediğini tespit etmişti. Birlikte epeyce yol kat ettikten sonra, terapisti bundan sonrası için, yaratıcı atölyelere ya da grup aktivitelerine katılmasını salık verdi ve çalışmalarını sonlandırdılar. Ceylan … >> Devamı

Delirseydik keşke de…

2015 yılında blogumu bu formatta yayına alırken yayınladığım ilk yazı, Delirmeyeceğim adını taşıyordu. Burayı benden başka okuyan ve linke Tık’lamaya üşenenler varsa aşağıya yazıyı kopyalıyorum. ‘ Delirmeyeceğim Çocukluğum ve hatta tüm yaşantım, belirli aralıklarla tekrar edilen, “Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan şu günler” klişesi ile geçti. İlginçtir ki, ülkecek bu kelime öbeğini … >> Devamı

Açlık-I

Aslı Öğle sonrası sıcağı iyice bastırıp, Arabul kuaförün güneşlikleri kapatılmaya başladığında, sallantılı boncuk perdeyi aralayıp içeri daldı Aslı ve “Ben geldim!” diye seslendi. İlk iş şekerli bir Türk kahvesi söyledi kendine, ardından çoktandır ablası gibi gördüğü manikürcü Ayşe ile sohbete koyuldu. “Bugün çok güzel olmam lazım abla, gelişmeler iyi. Şu kaç zamandır feysden yazıştığım çocuk … >> Devamı

Açlık-II

İnci Bir süre uyumakla uyanmak arasında kaldı İnci. Tek gözünü açacak oldu, aklına akşamdan çamaşır suyuna yatırdığı beyazlar ve kapıya çıkartması gereken çöpler geldi. Hemen geri kapadı gözlerini, yatağına gömüldü. Kâğıt gibi duvarların kendi odasına taşıdığı seslerden, apartmanın güne uyanışını dinledi bir süre. Sifon çekildikten sonra en az üç dakika öten su borusu, dört kez … >> Devamı

Açlık-III

Ateş böcekleri şimdi nerde Anne? (veya annesinin gözünden Efe) Kampüs kapısından çıkan Efe’nin yüzünde engelleyemediği bir gülümseme, içinde de mezuniyet dilekçesini sorunsuz teslim etmiş olmanın hafifliği var. Ev aklına geldikçe bu hafiflik yerini kocaman bir iç sıkıntısına bırakıyor ve ayakları geri geri gidiyordu. Bu sıcakta yolun karşısına geçip gelen dolmuşlardan birine kendini atmak varken, yürümeyi … >> Devamı

İyi ki yapmışım

Dün kızlarla, taslak bir öykü üzerinden konuşurken eski günleri yad ettik, biraz da hayatımızdan gelip geçenleri yerin dibine sokup çıkardık. Görüşmenin sonunu “Aman, iyi ki yapmışım!” diye bitirdim. O konuşmadan sonra bir sürü şey geldi gözümün önüne, hem gülüp, hem ağladığım ama yine de iyi ki yapmışım dediğim hikayeler. Bu anlatacağım da o günlerden kalma … >> Devamı

Muzlu Pasta

*Elden geçirilmiş versiyon Karşı apartmanda annemden biraz yaşlıca bir kadın yaşıyor. Adının Sevim olduğunu tahmin ediyorum. Yaşıtları gibi onun da ocağın yanına dizdiği pötükare kapaklı baharat kavanozları, duvarda asılı üç boy cezve takımı, yaz kış mavi led ışıklı bir çubukla kargalardan koruduğu domates fidanı, elle yazılmış ve yemeğin malzeme miktarı, püf noktaları, soğuk fırına mı … >> Devamı

Kuşburnu Çayı

Bugün 23 Eylül, sonbahar ekinoksu. Çevremde aklı başında bildiğim insanlar bile ritüellerden, şifalanmalardan filan bahsetmeye başlayınca pek güleceğim geliyor, çaktırmıyorum. Bu tantananın ortasında, bir tek Şamanların bu hasat ve içe dönüş dönemini nasıl karşıladıklarını merak ediyorum. O da sırf, geniş ailemin öteden beri süregelen bazı adetlerini, özellikle doğum ve ölüm sonrasında yapılanları, haklarında pek az … >> Devamı

Bana ait- ve fakat son derece kamusal-bir yer

İşten çıkıp, nehir kenarına geldim. Nehrin kimsenin pek rağbet etmediği bir köşesini keşfetmiştim aylaklık zamanlarımda, oraya gidip oturdum her zamanki gibi. Böyle sıradan yerler bulmak ve kafamda “buralar bana ait gizli köşeler” diye düşünmek hoşuma gidiyor. Aslında benimkisi biraz da suyun, ördeklerin ve çocuk seslerinin dışında minimum şeye, daha da açıkçası en az insana temas … >> Devamı

Kanepe insanları

Evsiz insandan bir derece daha iyi durumda olandır kanepe insanları. Mutlaka misafirliğe kabul edildikleri bir yer, yatacakları bir kanepe sunulmuştur onlara. Sıcaktan kan ter içinde kalıp gözünü kırpmadan sabahı etmesi ya da uyandığında klima soğuğunun iliğini kemiğini çekmesi mühim değildir. Kanepe insanının yastığı çok alçaktır, yahut haddinden fazla yüksek, sabaha mutlaka boynu tutulur. Vücudunda ısırılmadık … >> Devamı